5/12
SANKİ YÜRÜ YA KULUM DURUMU VAR
ŞANSAL BÜYÜKA: “Futbolda mümkün olduğunca ayrıntıya özen göstermeye çalışırım. Dikkatimi çekti: Szalai beraberlik golünü attı, kenara koştu, elinde kırık olan kaleci Altay’ın formasını kaptı, golü O’na armağan etti. Uzaktan bir İrfan Can göründü. Gelen ikinci bir oyuncu yok. Takımdaşlık böyle mi olur, takım ruhu böyle mi oluşur, bir takımın duygusu, coşkusu böyle mi pekişir? Bu kaleci Altay sizin takım arkadaşınız değil mi? Az mı maç kurtardı, az mı puan topladı? Altay’ın inanılmaz maçlarıyla az mı prim aldınız? Fenerbahçe’nin takım ruhu, dayanışması buysa, buralara kadar gene iyi geldi. Fenerbahçe’de Emre Belözoğlu, İrfan Can... Başakşehir’de başta Aykut Hoca, Tolga, Giuliano, kaleci Volkan Babacan, Mehmet Topal... Daha takımda olmayan kaleci Mert Günok, Deniz Türünç, Hasan Ali... Say say bitmiyor. İki akrabanın maçı gibiydi. Ancak Başakşehir “can”, Fenerbahçe “mal” derdine düşünce ortada akrabalık falan kalmadı. Maçın bir başka özelliği de, Süper Lig’in en yavaş hücuma çıkan, en fazla yan pas yapan iki takımın maçıydı. Son dakika penaltısını bile atamayan, halen işin dramatik boyutunu anlamayan Başakşehir için işin şakası yok. Geçen yıl şampiyon olup tarih yazdılar, bu sezon küme düşüp tersten yeni bir tarih yazabilirler. Fenerbahçe’nin bu kadar etkisiz futboluna gerçekten şaşkınım: Ama bu sezon “kötü futbol, iyi sonuç”u alışkanlık haline getirdiler. Bu anlayışla ve bir maç fazlasıyla lider Beşiktaş‘la aradaki puan farkını ikiye indirdiler. Sanki “yürü ya kulum” durumu var.“ (MİLLİYET)