Liglere en fazla ara veren ülkelerden biri olarak, futbolu çok özlediğimizi belirtmeliyim. Liglere bu kadar fazla ara vermek oyuncuların ritim kaybı yaşamasına sebep oluyor. Her ne kadar kupa maçları olsa da o maçlara da konsantre olmak büyük takımlar için çok zor. Hele ki Ptt 1. Lig takımıyla oynuyorsanız çok daha zor.
Maç öncesi kadrolar açıklandığı zaman herkesin ortak fikri Pereira'nın kupayı ciddiye aldığıydı. Oyun başlangıcımızda ise farklılıklar olduğu çok açıktı. Bi kere hoca Ozan'ı oyun serbestliği vermiş. Sağdan da geldi, soldan da, pasları ise ortadan dağıttı. Bu serbestlik Ozan'ı rahatlatmış olacak ki, genç oyuncu çok etkili bir oyun oynamasa da sadece ilk yarıda 4 kilit pas attı ve bunların 1 tanesini de asist olarak hanesine yazdırdı. İlk yarıda bir diğer göze çarpan ayrıntıda Markoviç'in etkisizliğiydi. Bir türlü topla buluşamadı, baskı yapamadı, o bildiğimiz fuleli çalımlarını göremedik. Diğer oyuncularda pek bir fark göremedim. Josef'e ise devre arası yaramış. Malum Brezilya'da devam eden bir ligden geldi ve gelir gelmez Fenerbahçe'de direk oynamaya başladı. Dolayısıyla ligin sonlarına doğru fizik olarak düşmüştü. Hem de hücum yönünü geliştirmek için çalışmış olacak ki, attığı gol ve sonrasında çektiği şut bunun göstergesiydi.
2.yarıda ise daha kontrollü bir Fenerbahçe izledik. Aslına bakarsak klasik Fenerbahçe oyunu da diyebiliriz. Orta sahadan itibaren alan daraltan, rakibi boğan ve pozisyon vermeyen bir takım vardı. Hücum yönünde ise, yine fazla pozisyona giremedik ve girebileceğimiz pozisyonlarda ise son pas sıkıntısından dolayı kaybettik. Burda endişe verici olan bu son pas sıkıntısının lige yansıması. Ligde ve Avrupa'da oynayacağımız rakipler çok daha kaliteli. Savunma kalitesi düşük bir rakibe karşı bu kadar çok son pas hatası yapılması diğer maçları nasıl etkiler bunu izleyip göreceğiz. Tabi burda zemin kaliltesini de hesaba katmak gerek.
Genel olarak, hem lige verilen aradan yeni çıkılması, hem kupa maçı olması, hemde bir alt ligden bir rakiple karşılaşıldığından dolayı hem konsantre olması, hemde ritim bulması zor bir maçtı. Ona rağmen kazanmak ve seriyi sürdürmek önemliydi. Maçın adamı net bir şekilde Mehmet Topal'dı. Onun için kupa maçıymış, uzun zamandır oynamamakmış önemli değil. Hep bir kalitesi var ve onu sürdürüyor. Çizgisini asla bozmuyor. Neden Chelsea'den 31 yaşında teklif aldığının en güzel özeti bu maç aslında.
Son olarak benim dikkatimi çeken bir nokta daha var. Pereira için hakikaten maç farketmiyor. Her maç aynı coşku ve hırsı sergiliyor, gol sevinçlerinde de bunu gösteriyor. Takımın her meçı aynı formatta oynamasının en önemli sebebi bu. Bu hırs ligde ki çoğu teknik adam da yok. Bu da dönem dönem laubalilikten dolayı maç kaybedilmesini engelliyor. Ligde bu kayıpları her takım en az bir kere yaşarken Fenerbahçe'nin bu şekilde puan kaybetmemesinin sebebi net bir şekilde Pereira'dır.
by Serkan Acar
