İlk yarının son 5 dakikası, rakip kırmızı kart görüp 10 kişi kalmış, yüklenmesi ve gol araması gereken taraf Fenerbahçe. Ancak o 5 dakikada 6 korner kullanan takım Gençlerbirliği. İkinci yarıda maçın son 10 dakikası, rakip artık 9 kişi ve mağlup, Fenerbahçe’nin yapması gereken ya rakibine hiç top vermeden maçı bitirmek, ya da çıkacağı hızlı hücumlarla gol atmak. Ancak o 10 dakikada hem duran toplarla hem de kornerlerle gol arayan yine Gençlerbirliği… Ne söylenebilir ki. Çok uğraştık maçı yine 2-2 bitirmek için ama olmadı. Hakikaten maçı düşündüğünde üzülüyor insan. Bu olayın oyuncu kalitesiyle, transferle falan alakası yok. Bu net bir şekilde özgüven eksikliğinin göstergesi. ‘’Acaba gol yer miyiz.’’ Korkusu oyuncuların gözlerinden okunuyor. Takımda Valbuena, Guliano, Soldado, Isla birazda Aatıf dışındaki bütün oyuncular sorumluluktan kaçıyor. Takıma sahip çıkar, ayağa kaldırır dediğimiz yerli isimler taraftarında baskısıyla sinmiş durumda. Aykut Kocaman’ın bütün işini bırakıp şu 2 haftalık dönemde takımın özgüvenini yukarı çıkarmak için çalışması lazım. Yoksa bu takıma 5 değil 15 transferde yapsanız boş.
Maçın geneline baktığımızda Fenerbahçe üstünlüğü vardı. Ki zaten bu durum ilk 2 haftada da böyleydi. 2. haftanın sonu itibariyle hücum bölgesinde en çok pas yapan, ceza sahasına en çok top gönderen takım Fenerbahçe’ydi. Zaten takımın bu noktada problemi yok, problem tam olarak son noktada başlıyor. Fenerbahçe ya son pası atamıyor ya da o son vuruşu yapamıyor. 3. hafta itibariyle 7 resmi maç oynamış ve 10 gol atmış bir takımda henüz forvetlerin golle buluşamamış olması da bu durumun en net göstergesidir. Ayrıca bu 10 golün 6’sında direkt, 1’inde en direkt olmak üzere 7’sinde tek bir oyuncunun(Valbuena) imzası olması da takımın hücumda tek planının olduğunu ve sadece Valbuena’nın ayağına baktığını açıkça gösteriyor. Bu durumda yapılması gereken açık. Takımda ki özgüven problemi aşılırken bir yandan da hücumda sorun çözecek bir orta saha ve kanat oyuncusu şart. Yoksa bu şekilde Valbuena’nın çözülmesi de fazla uzun sürmeyecek.
HAKEMLER TAKIMLARDAN DAHA FORMSUZ!!
Maç öncesi baktığımızda ligin formsuz iki takımı karşı karşıya geliyordu. Maç anında anladık ki bu iki takıma birde onlardan daha formsuz hakem eklenince maç içinden çıkılmaz bir hal aldı. Oyunun her anında hata yapılabilecek bir ortam oluştu. Hadi Gençlerbirliği ve Fenerbahçe’yi anlıyorum ama böyle kolay bir maçta Ümit Öztürk’ün ön plana çıkmak için maçı bu kadar boğmasını anlayamıyorum. Fenerbahçe aleyhine çaldığı bir penaltı var ki, sadece bu hafta Türkiye liginde öyle 15 pozisyon gösterebilirim. O kadar saçma bir düdük. Hadi o pozisyon hakem iradesi, hakemin takdiri diyelim. İkinci yarıda Fenerbahçe lehine çalmadığı iki penaltı pozisyonu, sadece Türkiye’de değil, dünyanın neresine giderseniz gidin penaltı. Üstelik bir de ilk yarıda Gençlerbirliği’nin gördüğü kırmızı kart pozisyonu var ki evlere şenlik. Ranti Hasan Ali’ye önce tokat ardından tekme atıyor ama gelin görün ki 4. Hakem uyarmasa beyefendi! zahmet edipte kırmızı kartını çıkarmayacak… Ligin ilk 3 haftası gösteriyor ki bu hakemler yine maçın sonucuna çok etki edecek, o yüzden War sistemi için devre arası beklenmese daha iyi. Tabi Beşiktaş karşı çıkmazsa!!!
by Serkan Acar
