Efsane sporcumuz Can Bartu'nun vefatından dolayı tüm Fenerbahçe ailesine baş sağlığı dileyerek yazıma başlıyorum...
Öncelikle Kadıköy'de bugün futbol anlamında konuşulacak çok fazla bir şey olmadığını ifade etmeliyiz. Bir derbinin özeti 2 dakika sürüyorsa orada da problem vardır. Son yıllarda ne Fenerbahçe ne Galatasaray derbi maçlarında üstün bir performans gösteremiyor. Bugün konuşacağımız şey yine hakemler oldu. Ali Palabıyık'ın bu derbiye atandığı gün de söylemiştim, yine söylüyorum. Soldado'ya kindar bir şekilde bakarak acımasız bir şekilde kırmızı kart gösteren Palabıyık'ın bu maça atanması MHK'nin basiretsizliğinin bir göstergesiydi.
BELHANDA'YI ATMALIYDI
Henüz maçın başında 3 kez rakiplerine faul yapan Belhanda, son olarak Serdar Aziz'e yaptığı faul sonrasında hakem tarafından ikinci sarı kartla atılmalıydı. VAR hakemlerinin uyarmadığının da altını çizerek maça en büyük etki eden kararlardan birinin bu olduğunu belirtmek isterim. Hasan Ali'nin pozisyonuna gelecek olursak Diagne'ye sol eliyle cılız bir müdahalede bulunan Hasan Ali'nin faul yaptığını düşünmüyorum, Burada Ali Palabıyık'ın hatalı olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca maçın başından beri tüm Fenerbahçe ataklarını kesmeye çalışan Palabıyık'ın amacını da anlamış değilim. Eğer bir hakemseniz ve tarafsız bir şekilde maçı yönetecekseniz maçın başında Belhanda'ya kırmızı kartı göstereceksiniz, Hasan Ali'nin pozisyonunda kırmızı kart kararı çıkarmayacaksınız. Tüm bu pozisyonlar Fenerbahçe'nin kendi evinde geriye çekilmesine sebep olurken Galatasaray için tarihi bir güne şahitlik edilmesine neden olabilirdi... Ama hakem kararlarını bir kenara bırakmak istiyorum çünkü ne yazık ki taraflı tarafsız herkes için derbinin bir futbol şöleni olmasını engelleyen tutumuyla bugün kötü bir performans sergiledi. Burada bir şeye daha değinmek istiyorum ben ortada Galatasaray'ın herhangi bir muhteşem futbolunu görmezken medyadaki Mehmet Topal kırmızı kartı algısını da anlayabilmiş değilim... Yayıncı kuruluş özetinde dahi gösterilmeyen Belhanda pozisyonları bir algı operasyonu değil de nedir? Fenerbahçe bu sezon sadece maddi anlamda değil her anlamda bir baş kaldırı göstermek zorundadır ve sarı lacivertliler bu süreci gerçekten de çok iyi bir şekilde yapmakta. Herkes ne algı yaparsa yapsın, maçı 90 dakika izleyen ve vicdanı olan herkes Fenerbahçe'nin bir hakem operasyonuna kurban olduğunu çok iyi görmüştür. Ve bunu düşünmemize medya da engel olamayacaktır.
ALPER POTUK BİLDİĞİMİZ GİBİ
Her şeyi bir kenara bırakacak olursak Fenerbahçe'nin kötü bir sezon geçirdiği herkes için aşikârken bu sezonda bile derbilerde rakiplerine kaybetmeyen, geriden gelen bir sarı lacivertli takım izliyoruz. Bugün futbol anlamında hakem katliamı olmasaydı Fenerbahçe toplamda 55 dakika 10 kişi olmasaydı nasıl bir performans izlerdi bilinmez ama son dönemlerdeki keyifsiz derbiler bugün de ekranlarımızdaydı. Galatasaray uzun süre 10 kişi kalan rakibi karşısında hiçbir şey yapamazken, Fenerbahçe ise takım anlamında güzel savunma yaptı diyebiliriz. Özellikle Jailson oyuna girdikten sonra orta sahada dinamizm yakalayan sarı lacivertliler Galatasaray'a karşı son dakikada Alper Potuk'la galibiyeti de kaçırdı. Orada Alper değil de Ayew olsaydı gol olur muydu? Ersun hocanın da dediği gibi kahin değiliz bilemeyiz... Şaşırtıcı olan da şu ki Alper ne zaman oyuna girse Fenerbahçe'nin dakikalardır bulamadığı pozisyonları buluyor olması. Kötü olan şu ki, Alper'in tüm bu pozisyonları kaçırması...
TRİBÜNLERİMİZİ GERÇEKTEN ANLAYAMADIM...
Bugün burada sarı lacivertli takım iyi futbol oynamasa da ettiği mücadeleyle takdiri hak ederken, Fenerbahçe'nin muhteşem seyircisi bugün o bildiğimiz atmosferi oluşturmaktan çok uzaktı. Mehmet Topal ve Serdar Aziz gibi futbolcular tribünleri hareketlendirmek istese de maç boyu Galatasaray'ı baskı altına alan bir taraftar izleyemediğimiz için üzüldüm. Özellikle bu konuda Başkan Ali Koç'un gelecek sezon çeşitli önlemler almasını bekliyor ve tribünlerdeki atmosferin geri gelmesi için birlik oluşturacağını da düşünüyorum. Sadece Fenerbahçe taraftarına şunu söylemek isterim ki; Kadıköy ruhu her ne olursa olsun kaybolmamalı...
Tartışmalar, hakem kararları vb. şeylerle geçen derbide akılda kalan tek güzel şey ise Muslera'nın maç sonu Can Bartu açıklaması oldu. Maçtan daha önemli olan şeyin dostluk olduğunun altını çizen Muslera, umarım bir gün hatayı bir türlü kendilerinde aramayan Abdurrahim Albayrak ve Fatih Terim'e de örnek olacaktır...
Böylesine bir maçta 10 kişi kalsa dahi son ana kadar mücadele eden sarı lacivertli futbolcuları kutluyor, gelecek maçlarda da başarılar diliyorum. Can Bartu'muzu kaybettiğimiz bu haftada galibiyet iyi olurdu ama, şimdilik olmadı diyelim...
by Serkan Acar
