Ankara'nın kuru ayazında hem hava şartları hemde rakip çok sertti bizim için. Ama bu hengameden artık klasik hale gelen Fenerbahçe oyunu ve alışmış olduğumuz skorla çıkmayı bildi Fenerbahçe. Maç boyunca yine hiç pozisyon vermedik ve 3-4 pozisyon bulup, bulduklarımızdan birini atarak hakkımız olanı aldığımızı düşünüyorum.
Oyunun başlangıcında ilk 20 dakika fazlasıyla kontrollü bir oyun anlayışı sergiledi takım. Bunun sebebi oyuncuların hem havaya hem zemine alışma süreciydi diye tahmin ediyorum. Zaten Gençlerbirliği kaleye gelebildiği ender anlarıda bu bölümde yaşadı. Sonrasında, zemine ve havaya alıştıkça yavaş yavaş oyunun merkezini önce orta sahaya sonra rakip yarı alana yıktık. Gençlerbirliği'nin bu sezon en büyük zaafı baskı yediğinde pas yapamamasıydı ve özellikle 20. dakikadan 75. dakikaya kadar Fenerbahçe bu zaafı çok iyi kullandı. Her kapılan topta biraz daha rakip yarı alana yerleşmenin sonucunda da Markoviç'in nefis pasında Fernandao'nun golü geldi. Fenerbahçe golü kontradan atmadı ama sanki kontra atakmışcasına boş kaleye vurdu kafayı Fernandao. Bu hem dar alanda Gökhan-Diego-Markoviç 3'lüsünün iyi paslaşmasının hemde Gençlerbirliği'nin kötü savunma anlayışının eseriydi.
Peki bu kadar kötü bir Gençler'e karşı neden tek farklı galip geldik. Bunun 3 temel sebebi var. İlki Pereira'nın oyun tercihiyle alakalı. Portekiz'li hoca savunma güvenliğini ön planda tuttuğu için girilen pozisyon sayısıda haliyle az oluyor. İkinci sebep, hava ve zemin şartlarıydı. Oyuncular bu soğuk havada sakatlık yaşamamak için golü de bulduktan sonra fazla kasmadılar desek yeridir. Üçüncü sebepse, Gençlerbirliği'nin sert oyun anlayışı ve hakemin buna çanak tutmasıydı. Gençlerbirliği Nani, Diego ve Markoviç 3'lüsünü markaj yaparak değilde, sert faullerle durdurmayı tercih etti. Burda enteresan olan nokta ise şu. İlk yarıda her fırsatta rakiplerine faul yapan Gençlerbirliği savunmasına (özellikle Uğur'a) hiç kart çıkarmayan Mete Kalkavan, ikinci yarıda Fenerbahçe'li oyuncular sertliğe sertlikle karşılık vermeye başladığı anda kartlarına başvurdu. 2 türlü hakem standardı vardır. Ya her sert müdaheleye kart verirsiniz, yada sertliğe müsama gösterip oyuncuyu uyarma yoluna gidersiniz. Ama maalesef hakemin bu maçtaki standardı Fenerbahçe cevap verene kadar cebinden kart çıkarmamaktı. Burada özellikle Uğur'la girdiği ikili mücadelelerle sinirleri bozulan Nani'yi kırmızı karttan korumak için ters kanada gönderen Pereira'yı da kutlamak gerek.
Bugün çok fazla ön plana çıkan bir oyuncu göremedim sahada. Gökhan yine gönülden oynadı, Markoviç zekasını, Fernandao kafasını kullandı. Haftaya Nani ve Fernandao yok ama içim rahat. Çünkü şu alternatifli kadro içerisinde herkesin bir yedeği var.
Sonuç olarak rakip olarak kolay, ama koşullar bakımından zor bir deplasmandan galibiyetle döndük ve maç fazlasıyla liderlik koltuğuna kurulduk. Açıkcası yarın aynı soğuk havada daha tehlikeli bir rakibe karşı Beşiktaş'ın ne yapacağını çok merak ediyorum. Kolay olmayacaktır.Bize düşense koltuklarımıza kurulup keyifle maçın sonucunu beklemek olacak...
by Serkan Acar
